9 Ocak 2012 Pazartesi

Açlık Başımda Dumaaan

Trt Okul - Sen Ben Programında dün sabah kadın ve erkeğin rolü tartışılmıştı. Roller artık çakışıyor, cinsel karmaşa yaşanıyor toplumda, kadın çalışmasın diye savunmuştu Veysel Bey. "Sabahları evde kahvaltı yapmak istiyorum, kahvaltı niyetine poğaça, simit yemek istemiyorum. Ben eve geldiğim de güler yüzlü karımın beni kapıda karşılamasını istiyorum. Evde karnıyarık pişsin istiyorum" diye eklemişti. Dün zıt kutuplardaydık Veysel Bey'le fakat bu gün çok çok haklı buluyorum kendisini (özellikle karnıyarık konusunda yoksa kadınlar tabiki çalışsın diyorum). Kadın illa ki kendini tamamlayacak adımları atmak için çalışmalı. Ki çok eskiden de kadınlar çalışırdı bağda, bahçede, tarlada. Yani söylenecek söz çok ama bu başlık doğru zemin değil.
Sabahın köründe evden çıktıığımda çöpçü amcalar vardı sadece sokakta, bir de gazete alıp çamurlu yoldan koşarak evine dönen o küçük çocuk. Akşamsa ne alaka bilmem aaaa bekçi amcalar (muhtemelen polistir gördüğüm) diye geçirdim içimden -çöpçüyle çıkıp bekçiyle dönmek-
Sabah bi poğaça yedim çok şükür, saat 15.00 gibi de ince fikirli arkadaşımızın Allah Razı Olsun düşünüp gelirken aldığı piskevütler ! ve meyve suyu ile açlıktan ölme tehlikesinden kurtulmuştum. Yaaa parasızlıktan değil, günlerden pazar heryer kapalı. Akşam eve geldiğimde ne göreyim bi ton uzaktan yakından alakam olmayan, kıyı bucak kaçtığım misafir tipleri ama ben açım. Ama onlar aç değilmiş, yok olmaz deyip sofra kurdutmamışlar. Ama ben hala açım. Çaydır, meyvedir, kahvedir anlarımda en sondaki çekirdek bende ki zincirleri kopardı. Saat 22.30 a geliyo açlıktan benim migren çanları çalıyo, ağzıma göre yemek yok (gariban bi poğaça ve bisküvi ile yine iyi dayandı), ve 5 tane küçük yaramaz velet her tarafa çekirdek saçıyorlar. Desem ki anneme ya şu çekirdeği olsun ikram etmesek, batıyo her taraf, sen misafiri sevmiyorsun diye başlar destan yazmaya. Ulan dedim ne haliniz varsa görün, görgüsüz olsun varsın adım. Girdim mutfağa yemek hazırlıyorum, onlar çekirdek çıtlayadursun. Yaptığım yemek de; salçalı makarna, hazır tavuk çorbası ve ayran. Yani saat gelmiş 11 e yine iyi üşenmedim o yorgunlukla. Neyse gittiler hiç alakam olmayan insanlar. 18 yaşında 3 aylık evli gelincağızla konuşabileceğim ortak nokta aradım ama "evlilik nasıl gidiyor, kitap oku bak geliştir kendini" falan diyebildim ancak.  Bi güzel doyurdum karnımı ama sıkıntı valla. İnsan yorgun argın eve gelince istiyor bir sıcak çorba, en sevdiği diziyi özgürce bağıran çocuklar olmadan izlemeyi...
 Ya roller çatışıyor demişti ya Veysel Bey; genelde erkekleri mutlu etmenin yoludur derler: karnını doyur, kumandasını ver ve önünden çekil diye. Aman Allah'ım sanki bunlar beni de mutlu ediyor dışardan geldiğimde :( yoksa  tamamen katılacak mıyım yakında bu Veysel amcaya :(

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder