20 Aralık 2011 Salı

Hey blog ben geldim uyan. Saat gecenin bilmem kaçı biliyomusun nerdeyse 2 saattir elektirik yok. neler öğrendim o sırada bir bilsen. 380 dersi adına ne çok şey bilmiyormuşum onu öğrendim mesela. "Direct instruction" doğrudan delirtti beni. Tam dedim ki bu "Buluş yoluyla öğrenmeye" benziyo, kendi kendini çürüttü bu hipotezim. Sonra dedim ki buldum buldum ya "Yapılandırmacı öğrenmenin" basamaklarına uyuyo bunun basamakları. Sonra orda bi cümle demesin mi "yapılandırmacı" buluş yoluyla öğrenmenin geliştirilmiş halidir. İkinizi de gözüm görmesin defoluuuun uleyn dedim baktım gidecekleri yok kapattım gözlerimi(zaten karanlık oda). O sırada "Tam öğrenme" denilen mahlukla karşılaştım. Ya bunların da anası danası tutmuyo ki. benim directin babaları pavlov, watson amca ve skinner miş ama "tam öğrenmenin" babası da Brunner amcadan başkası değilmiş. Kim öksüz kim yetim çıkamadım içinden. Ha bi de neyi öğrendim. Direct denen mendeburun türkçesini ararken teeeee bulduğum öğrenmeleri biz öğrenmemişiz meğer derste, yani oralardan sorumlu değilmişiz. Ben directi Öküz altında aramışım resmen. Bak ne çok şey öğrenmişim demi. Sonra bir lambam olduğu aklıma geldi dedim ya karanlıktı, halıdaki onca kitaba nasıl bakacam. Atmışım bazanın altına bu garip usb den çalışan lambayı. Takınca bilgisayarın kimyasını bozuyo, pc çok hızlanıyo sen bi tık yapıyosun at gibi koşturuyo kurseri?(mouse imleci böyle bi kelime vardı bak bunu da hatırladım). Ya o yüzden kullanmıyordum ama çok işe yarar bir usb girişli masa lambasıymış onun kıymetini anladım. Ha bi de bilgisayarın parlaklığını en düşüğe aldım şarj bitecek diye, sessiz sessiz oturdum en sevdiğim parçayı dinleyemeden. Hala 37 dk lık şarjı var kızımın. Bak ne kadar da çok gidiyormuş geçen 2 seneye rağmen bunu da öğrendim.
Okuduklarımızın %10
İşittiklerimizin %20
Gördüklerimizin %30
Görüp / İşittiklerimizin %50
Söylediklerimizin %70
Söyleyip / Yaptıklarımızın %90 ı kalıcı oluyormuş.(bunu demin bi slaytta gördüydüm dü)
Bende bari sana anlatayım kalıcı olsun bi işe yarasın dedim. Biraz kinestetik biraz görsel bir öğrenme stiline sahip olduğumu öğrendim. Ama haaalaaa direct türkçe kitaplarda ne diye geçiyo onu öğrenemedim. 5 yıldır ilk kez bi hoca türkçe sınav yapacak ama ben tutup ingilizceden çalışacam iyi mi :(( neyse ışıklar geldi ben cıvıdım ne güzel çalıyodum, daha fazla cozutmadan ben yatayım :)
(Bi de bu bloğun saati bozuk, Marslıların eli değerse Dünyaya uğrasalar da şunu bi Dünya- İstanbul saatine ayarlasalar)

2 yorum:

  1. demek hocan Türkçe sınav yapacak Odtüye göktaşı mı düştü? o da gelip sizin hocanın kafasına mı çarptı?ya niye her şeyi yabancılardan öğreniyoruz ki, bizde kimse bulamamış mı bu naneleri.Bizimkiler doğuştan bildikleri için bunun henüz buluşunun yapılmadığını farketmemişlerdir kesin. Neyse eli değecek inşallah marslının senin dünya ya:)

    YanıtlaSil
  2. I love you die bi film vardı hani yabancı gelinin ailesi söylüyodu bi torba dolusu laf, bizim oralı damat 2 kelimeyle çeviriveriyodu. Bu da o hesap elin adamı yapmış hakkaten(nedense çok class gelmiştir bana ingilizce, bkz cem yılmaz-ingilizce diye bi skeci vardı) hele bir işbirlikli-kubaşık öğrenmenin ayrılıp birleşme tekniği var, bayıldım buna. senelerdir okuyoruz bizimkiler sanki bunu hiç görmemişler gibi bilmişler bi sunum tekniği anlatıp duruyorlar. Bu teknik hakkında yazacam inş biara. Dedim ya bizimkiler üşengeç bence bırak teknik hazırlamayı bulunmuş tekniği uygulamıyorlar.

    YanıtlaSil